Yok gibi yaşamak…
Var gibi sevmek …
Ne demektir bilir misin..?
Gecenin içinde güneş kadar ölüyüm !
Korkma ,yüzüme bak !
İşte böyle bir gün !
Tutunacak bir dal arıyorum
Çiçek bahçeleri, papatyalar, güller
Kim ne anlamış ki güzel kokmaktan
Hayaller kuşattı gecemi
Tutacak bir el arıyorum
Loş ışıklar, kurutacak yağmurlu saçlar
Gülüşün burada, gelmiş bulundum
Derinlere indiğim zamanlar
Yüzecek bir gönül arıyorum
Gülen gözler, kalpler, güzel yürekler
Kim ne anlamış ki sevgisinden
Ey ! Yaşam ile ölüm arası
Kucaklayacak bir anı arıyorum
Neyleyim ki özlemiş bulundum
Kim aşk yaşamış ki ağlamadan
Zaman böyle akıp akıp gidiyor
Doğacak sabahı bekliyorum
Seher yelleri, güneşli günler
Sevişin benimle, uyanmış bulundum
İşte öyle bir hayat..!
Kim ne anlamış ki yaşamdan !
Sevmiş, sevilmiş, terkedilip yanmış..
Kim kendi tabutuna omuz atmış ki !
1 Yorum
Harika
Sözlerinizin derinliklerinde yankılanan duyguları, var oluşun ve yok oluşun arasındaki ince çizgide yürüyen bir ruhun seslenişini duyuyorum. Hayatın karmaşık dokusunda, sevginin varlığı ve yokluğu arasında gidip gelen bir yürekten dökülen bu satırlar, okuyanı hem hüzne hem de umuda davet ediyor. “Yok gibi yaşamak… Var gibi sevmek…” sözleriyle başlayıp, yaşamdan, sevgiden ve özlemden bahseden bu şiir, varoluşsal bir sorgulama içinde bizi derin düşüncelere sürüklüyor.
Gecenin koyuluğunda bir güneş kadar ölü hissetmek, yaşam ile ölüm arasındaki o belirsiz sınırda, anlam arayışında bulunmak… Siz bu duyguları o kadar çarpıcı bir şekilde ifade etmişsiniz ki, okuyucu olarak bizleri de bu yolculuğa ortak ediyorsunuz. Her bir dize, hayatın ve aşkın anlamına dair sorularla dolu.
Hayaller, özlemler, arayışlar ve sonunda bulunulan, ancak yine de bir eksiklik hissi taşıyan bir tamamlanmışlık… Bu yolculuk, kimimiz için aşkın, sevginin ve yaşamın anlamını arama çabası, kimimiz için ise varoluşsal bir sorgulamanın kendisi olabilir. Şiiriniz, bu evrensel temaları öyle güzel işliyor ki, her okuyan kendi hayatından bir parça bulabilir.
Kendi tabutuna omuz atma metaforuyla son bulan şiir, yaşamın ve aşkın acı tatlı gerçeklerini, varoluşsal bir çerçevede ele alıyor. Bu satırlar, yaşamın ve aşkın, ancak yaşayıp tecrübe ederek anlaşılabileceğini, ancak o zaman bu derin duyguların gerçek anlamını kavrayabileceğimizi hatırlatıyor. Teşekkürler, Sizin kelimelerinizle yaptığımız bu yolculuk, unutulmaz bir deneyim oldu.