Bahtsız bir şehrin, şansız çocuklarıyız biz.
Çocuk parkı nedir, oyun nedir bilmemişiz.
Yaşıtlarımız salıncaklarda sallanıp
Atlı karıncalara, dönme dolaplara binerken,
Ata binip tarla sürmüşüz biz.
Ezilmekle geçmiş ömrümüz.
Kaldırımsız yolların çocuklarıyız biz.
Yürürken toz yutarak doymuşuz yıllarca.
Fabrika nedir, yatırım nedir görmemişiz.
Geçim derdi işte…
Göçmüşüz birer birer güneşin memleketinden,
İşin doğrusu mecbur kalmışız terk etmeye.
Karlı dağların çocuklarıyız biz,
Üşümek bilmez tenimiz.
Ezilmişiz yıllarca külhanbeylerine, ağalara…
Yine de sevmişiz bu eşsiz yurdu,
Ve yine bu eşsiz yurdun evlatlarını…
Bir ananın yavrusunu sevdiği gibi.