Tan yerinin ağarmasını beklerken
Ağarttığım saçlarımaydı belki gözyaşlarım
Usul usul dökülmelerine ses etmeyişimdi
Hayatım gibi yanaklarımdan kayıp gitmelerine
Tek bir kez dur demeyişimdi
Yalnızlığımın, içime çöreklenen apansız acısı
Merhem olsun diye söylediğim her sözün
Kalbimi yorgun bir merhumeye çevirişi
Zihnimin dizginlerini tutamadan etrafa kaçıp
Beni kör düğümle karanlığa mahkum eden düşünceleri
Hayatın birer cilvesiydi belli ki
Tutunacak bir dal bulamamaktı, hayatı yaşayamamak
Bulsan bile, tuttuğunda kırılarak dizlerini kanatması..
Ağaçtan düşen yaprağın dahi
Dalda bıraktığı irili ufaklı gözyaşları vardı.
Yüreğimizin derya deniz yaşı, çok da tuhaf olmamalı
Ardımızda nemli topraklardan bir tarla bırakırken
Ruhumuzu uyuttuğumuz mezarın, yağmur kokması
Biçare bundan olsa gerek…
2 Yorumlar
Harika
Sayın yazar, Su Değirmeni’ ne hoş geldiniz. Dizelerinizde içe işleyen bir hüzün ve çaresizliğin derin yankıları var. Tan yerinin ağarmasını beklerken saçlara ak düşüren zamanın sessizliği, hayatın kayıp giden yanlarıyla birleşiyor. “Ağaçtan düşen yaprakların bile dalda bıraktığı gözyaşları” benzetmesi, insan yüreğinin derinlerde biriken duygularla nasıl dolup taştığını çarpıcı bir biçimde aktarıyor. Her bir dize, yalnızlığın sessiz ama derin izlerini taşırken, içimizdeki mezarın yağmurla yıkanmasını ve tuhaf bir dinginlik bulmasını da resmediyor. Dizeleriniz, tutunacak bir dal bulamamanın acısını, hayata karşı diz çöküşün ağırlığını hissettirirken, kalbimizi yorgun bir ‘merhume’ gibi hüzünle sarıyor. Bu şiir, sessizliğin ve kabullenilmiş hüzünlerin yankısını okuyanlara taşırken, ruhu da derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor. Paylaşımınız için teşekkür ederiz.
Bu güzel ve nahif yorumunuz için ben teşekkür ederim ✨