“Müzik nedir?” sorusuna cevap olarak “Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı.” şeklinde bir tanım yapmış Türk Dil Kurumu. Aslında ben de kelimeler yerine notalarla içimizi döktüğümüz bir sanat dalı olarak görüyorum. Hatta bazılarımız ruhun gıdasıdır diyerek kısa ama anlamlı bir tanım yapmayı tercih edebilir.
Kimi zaman hedefe giden yolda destekleyen bir unsur olarak var olurken kimi zaman da bizi usulca olayların içine iten, sanki görünmez bir kahraman ya da bir yardımcı karakter gibidir.
Örneğin, okyanus tabanında yatan savaş gemilerini konu alan belgesellere rastlayanlarımız belki fark etmiştir; arkada çalınan müziğin, gizemi artıran ve merak duygumuzu körükleyen etkisini hangimiz yadsıyabiliriz ki! “Babam ve Oğlum” filmindeki küçük Deniz’in babasından ayrıldığı yağmurlu sahne geliyor aklıma. O sahneyi izlerken, ağlamamak için yutkunan kaç kişinin, hıçkırıklarını koyuvermesine vesile olmuştur fondaki müzik? Kim bilir!
Bazen de nerden geldiğini anlayamadığımız bir heyecan ve enerji yükleyiverir. O an bir de bakmışsınız ki filmin içine girmişsiniz; baş karakterle birlikte kılıç sallıyorsunuz ya da bir gökdelenin tepesinden, bomba patlamadan saniyeler önce, paraşütle atlamaya çalışıyor gibi hissedebilirsiniz. Adamlar ne film yapmış, derken ve hatta “Görevimiz Tehlike’nin” bilinen müziğini duyduğunuz andan itibaren ajan Ethan Hunt’ın heyecanını paylaşıyorsunuz gibi gelmesi normal karşılanabilir.
Fonda çalan bir melodinin iyi şeylere olduğu kadar görece kötü şeylere de vesile olduğu düşünülebilir. Korkunç veya gergin tasarıma sahip bilgisayar oyunlarının insan psikolojisi üzerindeki etkisi konusunda, bir süredir araştırmalar yapılmaktadır. 1996 yılından bu yana yapılan çalışmalardan elde edilen bulgulara göre; arkada duyulan müzik, belirli bir sahne hakkında bir izlenim veya yargı oluşturmak için kullanılmaktadır. Aynı zamanda oyuncunun bir aşama ya da sahneden diğerine geçişini kolayca anlamasına da yardımcı olmaktadır. Psikolog Anita Woolfolk’a göre bu tür müzikler “Belirli bir sahne hakkında bir izlenim veya yargı oluşturmak için” kullanılmaktadır. Aynı zamanda müzikler oyuncunun bir aşama ya da sahneden diğerine geçişini kolayca anlamasına da yardımcı olmaktadır. İzlediğimiz film ya da dizilerde kullanılan ezgilere dikkat edersek, duygusal yoğunluğu ve müziğin kullanıldığı anların müthiş bir benzerlik gösterdiğini söylemek gayet mümkündür.
Yadsınamaz bu unsur insanları etkilerken; inançlar, dünya görüşü ve ruh haline göre değişen bir özellik de taşıyor aynı zamanda. Farkında olmasak bile arada sırada terennüm ederek kendi fon müziğimizi üretebiliyoruz. Radyodan ya da televizyondan duyduğumuz bir melodi, bir de bakmışız ki dilimize takılıvermiş. Yeter ki o anda ruh halimize uygun olsun ya da biz o ruha bürünebilelim! Öyle ya; kim bilir kaçımız farklı zamanlardan ve mekanlardan, bir tatlı huzur almaya gelmişizdir Kalamış’tan!…