Pompeiopolis Antik Kenti

Yayınlayan: admin
0 Yorum 315 Okunma

Nurdane Yıldız

Sinop yolunda seyir halindeyken Pompeiopolis Antik Kenti’ ne uğradık.Kazı çalışmaları devam ediyor. Pazar günü olmasına rağmen güvenlik görevlisi ve müze sorumlusu bizimle ilgilenip kazı alanı ile sunumlar yaptılar.
Buradan çıkan eserleri, kazı alanı yanındaki eski pancar deposunu yeniden düzenleyip orada sergilemişler.Yolunuz düşerse uğrayın derim. Görülmeye değer tarihi eserleri seyrederken tarihi kalıntılara tanıklık edeceksiniz..
Kentin adı Pompeus’ tan türetilmiş olup Pompeiopolis olarak adlandırılmış.
Pompeiopolis , Taşköprü’nün kuzeyinde, Kastamonu’nun 45 km. kuzeyinde yer almaktadır. Zımbıllı tepesi, iki tepeden daha yüksek olanı akropol olarak kullanılmış ve iki tepenin etrafındaki düz alan Pompeiopolis’in yerleşim alanını oluşturmaktadır. Pompeiopolis’in sınırları kuzeyde Küre dağının güney yamaçlarına güneyde Ilgaz dağının kuzey tarafına, doğuda Halys ırmağına ve Osmancık civarına ve son olarak batıda aynı zamanda Amosttris’inde sınırı olan Pınarbaşı vadisine kadar uzanmaktadır. 
Pompeiopolis M.Ö. 65/64 yıllarında Pompeius tarafından Amnias vadisinin doğu-batı yolu geçişi üzerinde Bithynia-Pontus’un iki vilayetinde bir şehir eyaleti olarak kurulmuştur. 
Bölge M.Ö 6-5 yıllarında Paphlagonia’nın son kralı olan Deiotanos Philadephos’un ölümünden sonra Galatio’nun Roma eyaletine bağlanmıştır. Bu dönemde, Pompeiopolis bir Roma şehri olarak gelişmiştir. Diğer yandan, Paphlagania’nın Eparkhies’indeki şehirler birlik kurmuşlar ve Pompeiopolis’i de toplanma yeri olarak seçmişlerdir. Büyük olasılıkla bu dönemde toplanma yeri olmasına bağlı olarak, Pompeiopolis Antoninus Pius’tan Gallienus’a kadar Paphlagonia’nın başkenti olmuştur. 
Kent, M.S. 2.yüzyılın ikinci yarısında, Claudius Sevenis tarafından yönetilmiştir.Pompeiopolis Marcus Aurelius ve Lucius Verus döneminde kısa bir süre için Sebaste olarak anılmıştır. Paphlagonia’nın Başkenti Sebaste’ye ait basılan sikkeler sadece bu iki imparator döneminde görülmektedir. 
Pompeiopolis, M.S. 6.yüzyılın ortalarında bir piskoposluk merkezi olarak önem kazanmıştır. Antik kent ve civarında herhangi bir kalıntı yoktur. Kastamonu müzesi tarafından yapılan arkeolojik kazılarda çok sayıda çok iyi durumda mozaik döşemeler ortaya çıkmıştır. Taşköprü’ye adını veren köprü de bir Roma dönemi eseri olup, 150 m. uzunluğunda ve beş gözlüdür. Taşköprünün yakın çevresinde, birkaç kaya mezaru bulunmaktadır. Ayrıca bir çok türbe, höyük ve Amnias vadisinde Pompeiopolis’in köylerine ait olduğu sanılan eski kalıntılar bulunmaktadır. Kasabanın kuzeybatısında, Bademci Köyü’nün yakınında ön yüzü sütunsuz, 2 aslan kabartmalı bir kaya mezarı bulunmaktadır. Kara Dere Vadisinde de, Kalekapı denilen kaya mezarı vardır. Ön yüzü kabartma işlemeli, 2 sütunludur. Kabartmalarda aslan, boğa, kartal tasvirleri bulunmaktadır. Mezarın İÖ.7.yüzyıl, kabarmaların ise İÖ.4.yüzyıl yapıtı olduğu sanılmaktadır.

 

Yorum Yap

Bu web sitesi, deneyiminizi iyileştirmek için tanımlama bilgilerini kullanır. Bu konuda sorun yaşamadığınızı varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası