AŞK’a

Yayınlayan: admin
0 Yorum 240 Okunma


Hazreti Ebu Bekir’in ruhuyla bilendim ben
Çölün aslanı Hamza’dan cesaret dilendim ben
Etten kemikten sıyrılıp yar nasıl sevilirmiş
Aşkın ilk şehidi olan Hallaç’tan öğrendim ben.
Bulutlarla gökyüzünde, damlalarla yerdesin
Tertemiz pak duygularla, seven bilir nerdesin
Denizlerden kokun gelir, gördüm ki Hızır gibi
Hangi kalbe ateş düşse, su gibi sen ordasın.
İki gözün iki inci karanlıkta seçerim
Her baharda başak diye saçlarını biçerim
Peygambere layık ümmet, öyle bir eminsin ki
Zehri bade diye sunsan kana kana içerim.
Yârimi yaram bilirim, yara bilir yar beni
Diyar diyar sürgünlere gönderir busen beni
Yedi düvelin ressamı tuvale fırça sürse
Yine de benzetemezler, yanağındaki beni.
Zorbalığı karşısında Babil direnemedi
İmparatorlar birleşti boyun eğdiremedi
Kılıcıyla yeryüzünü zapt eylerken İskender
O kadar uğraş verdi de seni fethedemedi.
Şehre doğan gökkuşağı yedi tepe dolanır
Yürüdüğün kaldırımlar yedi renge boyanır
Bilse ki İstanbul’dasın, yüzünü görmek için
Makberinden kalkar Fatih surlarına dayanır.
Nefsine biat edenin ruhu buhranlardadır
Nefreti derya olanın aklı ziyanlardadır
Dervişlerin padişahı Yunus Emre ne diyor:
Gönül gözü kör olanın dilinde ağu vardır.
İbrahim’in buhranını ferahlığa bastıran
Kör bıçağın karşısında İsmail’i susturan
Öyle bir teslimiyet ki, aşkı dile düşürür
Bercestesi değil miydi Figani’yi astıran.
Dağlarından rüzgâr eser, efil efil sepserin
Okyanusun koynundayım karanlıkta depderin
Ha dondum ha donacağım bakıver ne olursun
Beni ya sen ısıtırsın, ya da senin gözlerin.

Yorum Yap

Bu web sitesi, deneyiminizi iyileştirmek için tanımlama bilgilerini kullanır. Bu konuda sorun yaşamadığınızı varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası